Hiçbir siyasi parti, dernek, vakıf ve örgütle organik veya inorganik bir bağlantısı olmayan, çalışmalarını tamamen bağımsız bir şekilde ODTÜ Kültür İşleri Müdürlüğü’ne bağlı olarak yürüten Atatürkçü Düşünce Topluluğu olarak okulumuzda bir süredir meydana gelen ve tüm kamuoyuna yansıyan olayların ODTÜ’nün erekleriyle hiçbir şekilde bağdaşmadığını düşünmekteyiz.
Belirtmek isteriz ki, ODTÜ öğrencilerinin asli görevi ülkemizin sorunlarına çözümler üretebilmek adına yorulmadan çalışmak iken okulda yaratılmaya çalışılan şiddet ortamı bu asli görevin önüne geçmektedir. Kavga etmekten başka bir pratikleri olmayan ve sürekli yaratılan mağduriyet üzerinden kendilerine meşru bir zemin yaratmaya çalışan grupların ODTÜ’de bir karşılığı bulunmamaktadır.
30 yıldır Tam Bağımsız Türkiye idealiyle düşün faaliyetlerini sürdürmeye çalışan bizler tüm bu olaylar sonrasında tarafı olmadığımız bir kavganın içerisine çekilmek isteniyoruz. Topluluğumuzun, okula nasıl girdiği belirsiz olan ya da yemekhane önünde toplanan gruplar ile bir birlikteliği veya bu gruplara desteği söz konusu dahi değildir. Atatürkçü Düşünce Topluluğu olarak okulumuzda bu gruplar tarafından yaratılmaya çalışılan ve ODTÜ’nün özgür düşünce ortamını hedef alarak yerine salt olarak şiddeti yerleştirmeyi öngören çizgilerinin tamamen karşısında olduğumuzu belirtmek isteriz.
Ayrıca; öğrenciler ikinci dereceden akrabalarını okula sokmakta, veliler okulumuza istediği kapıdan girmekte zorluk yaşarken ODTÜ ile hiçbir bağlantısı olmayan kişilerin polis eşliğinde kampüsümüze nasıl girdiğinin cevabı yetkili makamlarca verilmek zorundadır.
Soruyoruz:
ODTÜ mensubu olmayan ve 19 Şubat Çarşamba günü okulumuzda gerçekleşen olayların öznesi olan kişi veya kişiler tarafından öğrenci arkadaşlarımızdan birine herhangi bir şekilde zarar verilseydi bunun sorumluluğu kime ait olacaktı?
Atatürkçü Düşünce Topluluğu